Sıradan bir gündü. Kızılayda yürüyorum. Yer çekimi de dahil olmak üzere herşey normal. Hava sıcaklığı mevsim normallerinde. Başbakan : R. Tayyip Erdoğan. Galatasaray başarıdan başarıya koşmakta. Adımlarımı hızlandırdığım bir sırada karşıda ; yüz metre ötede onu gördüm. Elindeki reklam broşürlerini yoldan geçen insanlara uzatıyordu. Bir an kararsız kaldım. Ya yolumu değiştirecektim ya da yanından geçip gidecektim. Ama yolumu değiştirmeyi bir yenilgi olarak gördüm. Kendimden emin bir şekilde yürümeye devam ettim. Kararlıydım kesinlikle o reklam broşürlerinden almayacaktım. Sinir harbi başlamıştı. Sanki yaklaştığımı hissetmiş gibi döndü ve bana baktı. Aradaki mesafe elli metreye kadar inmişti. İrademi toplamakta zorluk çekmeye başlamıştım. O broşürü almak hayatın sonu değildi ama kesinlikle bir yenilgiyi temsil ediyordu. Hiç aldırış etmeden yanından geçip gitmek ise nirvanaya ermek anlamına gelmese de bir başarı sayılırdı. Terlemeye başlamıştım. Olası bir yenilgiye halen hazır değildim. En sonunda harekete geçti. Elindeki broşür destesinden bir tanesini çekti ve sol eline aldı. Kılıcını çekmiş bir samuray gibiydi. İlk defa korktuğumu hissetmeye başladım. Galiba o galip gelecekti. Broşürün neyle ilgili olduğunu zerre merak etmiyordum. Artık birkaç metre kalmıştı. Büyük an bütün aldırmazlığıyla yaklaşmıştı. Sol kolunu yavaşça ileri uzattı. Artık elindeki kağıt parçası bir silahtan farksızdı. Gözlerimi kapadım. Yenilgiyi kabul etmiştim. O broşürü alacaktım. İşte herşey tam o anda oldu. Bir ambulansın siren sesi herkesin dikkatini yola çevirmişti. İnsanlar dehşet içinde ambulansa bakıyordu. İşte o an kendime geldim. Bu panik halinden yararlanarak hızla onun yanından geçtim. Evet başarmıştım. Broşürlerden almamayı başarmıştım. Arkama birkez olsun dönüp bakmadım. Adımlarımı tekrar hızlandırdım. İçim rahattı. Artık o gece huzur içinde uyuyabilecektim.
Bu maceranın sonu...
17 Eylül 2006
Kızılayda Broşür Dehşeti
ne zaman yazılmış,
Pazar, Eylül 17, 2006
6
adet yorum var..yorum yapmak için tıklaaaa !
10 Eylül 2006
nasııı yanii..
akşam kumrular caddesindeyim, hava kararınca seyyar satıcılar da doluşurlar caddeyi kapatırlar neredeyse yürümek imkansız olur..ben de azimle eve doğru yürümeye çalışırken bi CD'cinin önünden geçerken gözüm filmlere takıldı.bi baktım daha vizyona girmemiş yabancı filmler alın bizi diye bağırıyorlarr..durdum ve cdlere baktıktan sonra adamla aradam şöyle bi konuşma geçti ;
-abi bunlar alt yazılı mı dublajlı mı ?
-ön iki sıra Türkçe, diğerleri bublajlı yiğenim (filmlerin hepsi yabancı)
-nasıl yani Türkçe ve dublaj farklı şeyler mi ?
-öhöhürü böğüğ bi dk geliyorum hemen..
bu dumura daha fazla katlanamayacağımı anlayınca yürümeye devam ettim..
ne zaman yazılmış,
Pazar, Eylül 10, 2006
2
adet yorum var..yorum yapmak için tıklaaaa !
kıyamadığım şeyler !
kıyamıyorum işte atmaya ne yapayım...ortalama 3-4 ayda bir odamda genel temizlik yaparım.kullanmadığım gereksiz eşyaları atarım.ama genelde atmaya kıyamam.oysaki ortalığı tenhalaştırmak amacındayımdır ama olmaz işte bi türlü..onları atmam için üzerinden biraz vakit geçmesi gereklidir.atmam gereken şeylere ihtiyacım olmadığını aslında iyi bilirim ama yine de onlara ihtiyacım olmadığını kendime kanıtlamam lazımdır üzerinden biraz vakit geçecek ki "gördün mü bak al işte sakladın bi halta da yaramadı" demem gerekir kendime..nedir bunlar mesela bikaç örner vermem gerekirse ; 10 sayfası kalmış defter, kullanılmış piller, ihtiyacım olmayan ders notları, içinde sadece hava kalmış uhu, müsvette kağıtlar, bölük pörçük olmuş silgiler, tükenmiş tükenmez kalemler, CDler vs..
ha bir de disketler var.. disket mi :) hani 1.38 mb dosya alan şeyler böğğ unutuldu bee hepsi de..
ne zaman yazılmış,
Pazar, Eylül 10, 2006
2
adet yorum var..yorum yapmak için tıklaaaa !